bugün
yenile
    /
    1. 4
      +
      -entiri.verilen_downvote
      bence var.
      20kardeşim bu fazla aydınlatıcı olmuş. baştaki ''bence''yi de sil :) - candanadam 07.12.2015 20:18:50 |#3630554
    2. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Müthiş bir Aslı Gökyokuş şarkısı. Hayatın anlamını güzel bir şekilde anlatmakta şahsımca; Aslı Gökyokuş - Hayatın Anlamı
    3. 4
      +
      -entiri.verilen_downvote
    4. 3
      +
      -entiri.verilen_downvote
    5. 3
      +
      -entiri.verilen_downvote
    6. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      anlamını bilmiyorum ama anlamsızlığı üstüne çok kafa yormuşluğum var. neden diye sorup çok fazla cevapsız kalmışlığım var. belki de hayatın anlamı budur, her şeyi sorgulamak. sürekli yolda olmak, yeni yollara çıkmak, kimseye hiçbir şeye çok fazla takılmamak.
    7. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
    8. 3
      +
      -entiri.verilen_downvote
      sevdiğin insaların yanında olmak ve sevdiğin işi yapmaktır.
    9. 4
      +
      -entiri.verilen_downvote
      hayatin anlami rabbinin emir ve buyruklarini olabildigince yerine getirip sana vaad ettigi sonsuz yasami cennette yasamak icin zemin hazirlamaktir.
    10. 4
      +
      -entiri.verilen_downvote
      hayatın anlamı nedir? düşünüyorum ama tatmin edici bi cevaba ulaşamadım. ama en favori cevabım "hayatın anlamı sevgiyi bulmak ve kaybetmemektir" olabilir.
    11. 3
      +
      -entiri.verilen_downvote
      hayatımı güzelleştiren insan
    12. 3
      +
      -entiri.verilen_downvote
      hayatın bi anlamı yoktur sadece hayatı anlamlı kılan bi kaç şey vardır o kadar.
    13. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      daha bulamadık.
    14. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      ahirete hazırlık sınavı
    15. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
    16. 5
      +
      -entiri.verilen_downvote
      eğer inançlı değilseniz bu hayat anlamlandırılacak kadar değerli değil.
    17. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      birkaç aydır benim için sadece o. hayatta yapmayacağım şeyleri onu sadece 10dk daha görebilmek için yapıyorum. işin kötüsü hiçbir zaman birlikteliğimiz söz konusu olmayacak. bunu bile bile hayatın anlamı benim için sadece o. bunları yazarken dinlediğim şarkıda "uyan uyan uykulardan" sözünün geçmesi de hayatın cilvesi sanırım.
    18. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      illa bi anlamı olmalı mı? anlamanı bilsek çok mu değişecek sanki
    19. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      ziyan olmak
    20. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      aramakla zaman kaybetmeye gerek yok yapılacak tek şey hayatına anlam katmak bunu nasıl yapacağın sana kalmış bir kitap okumak, film izlemek, güzel bir yerde bir kahve içmek bunlar bir hayata anlam katar. çok genç insanlarız bence hayatımızı güzel yaşamalı şu ekrandan kafamızı kaldırıp bir etrafımıza bakmalıyız.
    21. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      sevdiğim bey
    22. 3
      +
      -entiri.verilen_downvote
      ölüm. hayatın anlamı dediğiniz ya da hayat felsefesi dediğiniz şey çıkarıp masaya vurabileceğiniz bi şey değil anasını satayım. yani hayatın anlamı şudur diyebiliyorsanız o ağzınızdan çıkan her kelimenin arkasında yüzlerce binlerce acının, çilenin, derdin, terin, gözyaşının birikmiş olması gerekir. yani ben öyle bir hakikat söylemeliyim ki bundan sonraki ve bundan önceki tüm varlığımı onun yolunda harcamış olayım. ben bu yüzden ölüm diyorum. herkes ve her şey bir döngünün içindeyse ve bu döngünün içerisindeki milyonlarca yıldır süre gelen milyarlarca olayın sonu mutlak sabit somut ve kaçınılmaz an ölüm ise hayatın anlamıda ölümdür. bu süreç içerisinde yaşamak kutusunu türlü sıfatlarla doldurma çabasına da hayat diyorlar. yani nefes alınca yaşıyor olmadığınız gibi durup ölmeyi bekleyince de hayatta olmuyorsunuz.
    23. 9
      +
      -entiri.verilen_downvote
      insanın bu kadar yoğun bir varlık olması ve ölümün bu kadar gerçek olduğu hayatta şu kavramın altını ciddi ciddi eşelemeyen bu arayıştan bile isteye ısrarla kaçan üstünü örten insanları gördükçe çıldıracak gibi oluyorum. lan olum napıyorsunuz siz? cidden soruyorum ne ya-pı-yor-su-nuz? dünyada toplu cinnet törenlerinin olmuyor olması bile çok enteresan bir şey. (#1177787)
    24. 5
      +
      -entiri.verilen_downvote
      bir yerlerde tıkanıp kaldığında hayat, soluk almak güçleştiğinde, yüreğin susup, mantığın sürüklemeye başladığında ayaklarını, dağlara dönmeli yüzünü insan. yeni patikalar, yeni yollar seçmeli, yüreğini ferahlatacak; yeni insanlarla tanışmalı, yeni keşifler yapmalı. hep isteyip de, bir gün yaparım diye ertelediği ne varsa, gerçekleştirmeyi denemeli! her geçen gece, ölüme bir gün daha yaklaştığını; zamanın bir nehir, kendisinin bir sal olup da, o dursa da yolculuğun devam ettiğini anlamalı. baş döndürücü bir hızla geçiyorsa birbirinin aynı günler, her akşam aynı can sıkıntısıyla eve giriliyorsa, değiştirmeye çalışmalı bir şeyleri; küçük şeylerle başlamalı belki; bir kaç durak önce inip servisten/otobüsten yürümeli eve kadar, yüreğine takmalı güneş gözlüklerini; gördüğünü hissedebilmeli! sağlığını kaybedip, ölümle yüz yüze gelmeden önce, değerli olabilmeli hayat! illa büyük acılar çekmemeli, küçük mutlulukları fark etmek için! başkasının yerine koyabilmeli kendini; ağlayan birine "gül", inleyen birine "sus" dememeli! ağlayana omuz, inleyene çare olabilmeli! şu; adaletsiz ve bir o kadar da merhametsiz dünyaya ayak uydurmamalı; sevgisiz, soysuz kalarak! dikeni yüzünden hesap sormak yerine gülden, derin bir soluk alıp, hapsetmeli kokusunu içine. güneşin doğuşunu seyretmeli arada bir, seher yeli okşamalı saçlarını. karda, yağmurda; sevincine, coşkusuna; fırtınada boranda; öfkesine, isyanına ortak olabilmeli doğanın! bir çocuğun ilk adımlarında umudu; bir gencin düşlerinde geleceği; bir yaşlının hatıralarında geçmişi görebilmeli! çalışmadan başarmayı, sevmeden sevilmeyi, mutlu etmeden mutlu olmayı beklememeli! ama küçük, ama büyük her hayal kırıklığı, her acı; bir fırsat yaşamdan. yeni bir şeyler öğrenebilmek için. kaçırmamalı! çünkü; hiç düşmemişsen, el vermezsin kimseye kalkması için. eğer hiç çaresiz kalmamışsan, dermanı olamazsın dertlerin. ağlamayı bilmiyorsan, neşesizdir kahkahaların. "merhaba" dememişsen, anlamsızdır "elveda"ların. ne herkesi düşünmekten kendini, ne de kendini düşünmekten herkesi unutmamalı! bilmeli; çok kısa olduğunu hayatın, hep vermek ya da hep almak için. sadece, anlatacak bir şeyleri olduğunda değil, söyleyecek bir şey bulamadığında da dinleyebilmeli! aklı ve kalbiyle katılabilmeli sohbetlere. hafızası olmalı insanın; hiç değilse, aynı hatalar aynı bahanelerle tekrarlamaması için! soruları olmalı, yanıtları bulmak için bir ömür harcayacak! dostları olmalı, ruhunun ve zihninin sınırlarını zorlayacak! herkese yetecek kadar büyük olmalı sevgisi. ama kapasitesi sınırlı olmalı yüreğinin ki, hakkını verebilsin sevdiklerinin. hem fazla sevince sürümlerden kazanamaz ki insan. dozunda sevmek lazım, mümkün olduğu kadar. zaman bulabilmeli; bir özür, bir teşekkür, bir elveda için. yaşam dedikleri bir sınavsa eğer; asla vazgeçmemeli sevmek ve öğrenmekten. ama herkesi sevemeyeceğini de her şeyi bilemeyeceğini de fark edebilmeli insan! tıpkı, her şeye sahip olamayacağı gibi. ve insan zamanın ninnisiyle, uykuda geçirmemeli hayatı! her şeye ve herkese rağmen yaşamalı...
    25. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      hayatın bi anlamı yok
    26. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      bizler sadece düşünebilen hayvanlarız.başka birşey yok.bir değerimiz yok.
    27. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      yok ki...
    28. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      evine giden yolda öldün. bu bir trafik kazasıydı. dikkate değer pek bir şey yoktu -ölmüş olman haricinde-. geride eşini ve iki çocuğunu bıraktın. senin için acısız bir ölüm oldu. sağlık görevlileri ellerinden geleni yaptılar ama beyhude yoruldular. vücudunun her yeri öylesine parçalanmıştı ki, inan bana ölmüş olman çok daha iyi. böylece benimle tanıştın. “ne... ne oldu?” diye sordun. “neredeyim ben?” “öldün” dedim, lafı dolandırmadan. kelimeleri evirip çevirmenin anlamı yoktu. “yolda bir... bir kamyon vardı ve arabam savruluyordu...” “aynen öyle” dedim. “yani ben... öldüm mü? “hı hı. ama kendini kötü hissetme. neticede herkes ölür” dedim. etrafına bakındın. hiçliğin ortasındaydık. sadece sen, ve ben... “burası neresi?” diye sordun; “ahiret mi?" “öyle bir şey işte” dedim. “sen tanrı mısın?” diye sordun. “evet” dedim, “ben tanrıyım” “çocuklarım... eşim...” diye sayıkladın. “onlara ne oldu?” “onlar iyi mi?” “işte görmek istediğim şey bu!” dedim. “henüz öldün ve tek endişen ailen. tuttum bu tavrını” büyülenmiş gibi bana bakıyordun. sana göre pek de tanrıya benzemiyordum. sadece bir adamdım. ya da bir kadın. tam olarak seçemediğin bir otorite gibi. kadir-i mutlak bir tanrıdan ziyade ciddi bir edebiyat hocasına benziyordum. “endişelenme” dedim, “ailen iyi olacak. çocukların seni her açıdan mükemmel biri olarak hatırlayacak. sana eleştirel gözle bakacak kadar büyümemişlerdi. eşinse epey ağlayacak. fakat içten içe rahatlayacak. dürüstlüğümü mazur gör ama evliliğin dağılmak üzereydi. eşinin bu rahatlama hissinden ötürü büyük bir suçluluk duyacağını da bil; kefaretini ödeyeceğini bilmek seni belki rahatlatır.” “vay be... peki şimdi ne olacak? cennete mi gidiyorum cehenneme mi?” “ikisi de değil” dedim, “reenkarne olacaksın” “haaa, demek hindular haklıydı...” “tüm dinler ve inançlar kendilerince haklıdır” dedim, “gel biraz yürüyelim” boşluğun ortasında yürürken beni takip ettin. “nereye gidiyoruz?” “belli bir yere değil” dedim, “sadece sohbet ederken yürümek hoş oluyor” “öyleyse bunun amacı nedir” diye sordun, “yeniden yaşama döndüğümde bomboş bir zihnim olacak değil mi? bir bebek olacağım. tüm tecrübelerimin ve bir önceki hayatımda yaptığım hiçbir şeyin bir önemi kalmayacak” “hiç de öyle değil!” dedim, “içinde geçmiş yaşamlarının tümüne ait bilgi birikimini ve tecrübeyi taşıyorsun. sadece şu an hatırlamıyorsun o kadar” yürümeyi kestim ve omuzlarından tuttum. “ruhunun ne kadar muazzam, güzel ve muhteşem olduğunu hayal bile edemezsin. bir insan zihni senin esasında ne olduğuna dair çok az şey kavrayabilir. bir bardak suya parmağının ucunu dokundurarak sıcaklığını anlamak gibidir bu. kendine ait küçük bir parçayı hazneye daldırırsın ve geri çektiğinde ona ait tüm tecrübeyi artık edinmişsindir. son 48 yıldır bir insan bedeni içindeydin. bu yüzden kendine gelip engin bilincinin farkına varman biraz zaman alabilir. burada yeterince kalırsan her şeyi hatırlamaya başlarsın. fakat iki yaşam arasında böyle bir şey yapmanın anlamı yok. “peki öyleyse kaç kez reenkarne oldum ben?” “ohooo... çok kez. ve her birinde farklı hayatlar yaşadın” dedim. “mesela bundan sonraki yaşamında m.s. 540 yılında çinli bir köylü kızı olarak dünyaya geleceksin.” “bir dakika, nasıl yani?” diye afalladın. “beni zamanda geri mi yollayacaksın?” “eh, teknik olarak öyle denebilir sanırım. zaman, senin bildiğin anlamıyla, yalnızca hayat sürdüğün evren için geçerli. işler benim geldiğim yerde biraz daha farklı.” “senin geldiğin yer mi!? “elbette. ben de bir yerden geliyorum. farklı bir yerden. ve orada benim gibi başkaları da var. biliyorum, oranın neye benzediğini öğrenmek istiyorsun ama malesef bunu algılaman mümkün değil. “hadi ya...” dedin biraz moralin bozulmuş halde, “ama bir dakika, farklı yerlerde ve zamanlar reenkarne oluyorsam, bir yerlerde kendi kendimle karşılaşmış olabilirim değil mi?” “tabii ki. bu zaten sürekli oluyor. sadece kendi ömürlerinin farkında olan iki yaşamın karşılaşıyor ve ne olduğunu asla anlamıyor.” “öyleyse tüm bunların anlamı ne?” “ciddi misin?” diye sordum, “ciddi misin yani bana hayatın anlamını mı soruyorsun? sence de biraz klasik kaçmadı mı bu?” “eh evet ama makul bir soru bence” diye direttin. gözlerinin içine baktım ve dedim ki: “hayatın anlamı, tüm bu evreni yaratmamın amacı, senin olgunlaşmandır.” “insanlıktan mı bahsediyorsun? insanoğlunun olgunlaşmasını mı istiyorsun?” “hayır, sadece sen. bu evreni sadece senin için yarattım. her yeni hayatınla birlikte büyüyor ve olgunlaşıyorsun, ve böylece daha da muazzam bir idrak sahibi oluyorsun.” “sadece ben mi? peki ya diğer insanlar? “diğer insanlar diye bir şey yok. bu evrende yalnızca sen ve ben varız” boş boş baktın yüzüme. “ama dünyadaki o kadar insan...” “hepsi sensin. senin farklı hayatların.” “bir saniye... ben... herkes miyim?” tebrik edercesine sırtına vurdum ve “nihayet anlamaya başladın işte” dedim. “ben yaşamış tüm insanlar mıyım?” “veya yaşayacak olan tüm insanlar, evet.” “cengiz han mıyım? “aynı zamanda madonna’sın” diye ekledim. “adolf hitler miyim?” “ve onun öldürdüğü milyonlarsın.” “peygamber miyim?” “ve ona inanan herkes...” sustun kaldın. “her cinayetinde, kendini öldürüyordun. yaptığın her iyiliği kendine yaptın. insanların yaşadığı ya da yaşayacağı tüm mutlu veya hüzünlü an, sadece senin hatırandır.” uzun bir süre düşündün... “neden?” diye sordun. “neden yapıyorsun tüm bunları?” “çünkü sen de bir gün benim gibi olacaksın. çünkü sen busun. benim türümdensin. benim çocuğumsun.” “yok artık!!” dedin kuşkuyla. “benim de bir tanrı olduğumu mu söylüyorsun!?” “hayır. henüz değil. sen bir fetüssün. halen büyüyorsun. tüm zamanlardan geçip tüm insanların hayatını yaşadığında, doğmana yetecek kadar büyümüş olacaksın.” “yani tüm evren...” dedin, “hepsi sadece...” “bir yumurta” diye tamamladım cümleni. “artık bir başka hayata gitmenin vakti geldi” dedim. ve gönderdim seni.
    29. 4
      +
      -entiri.verilen_downvote
      ".... hayatımsın artık. kanımdan bi parça yüzümde renksin artık"
    30. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      0canını yediğim - temasayak 02.05.2017 12:33:05 |#3277522
      0fenerin amk - temasayak 02.05.2017 12:33:54 |#3277585
      1fenere laf etme senin amk - peathamsx2 02.05.2017 12:34:08 |#3277659
      butun yorumlari goster (4)
    31. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      tam bir şeyler yazacaktım ki başlıkta ara butonunu kullandım. :) (#1547554)
    32. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      hayatta kalmaya, daha iyi bir hayat yaşamaya o kadar odaklanmışız ki hayatın anlamını aramayı unutmuşuz
    33. 3
      +
      -entiri.verilen_downvote
    34. 3
      +
      -entiri.verilen_downvote
      hayatın anlam ve onemini anlatmak üzere müslüm babayi dunyaya davet ediyoruz...
    35. 3
      +
      -entiri.verilen_downvote
      çorbaya fazla tuz atıyosun ama nolcak yani böyle de içilir diyosun ya, hayatım o "nolcak yani bu da yaşanılır" tadında
    36. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      yemek
    37. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      yanlış yerde aramamak lazım aklı bacak arasında gezen değil de kafatasının içini kullanan insanlardan olmak lazım
    38. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      siyah beyazdır.
    39. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      ahiret inancı. ahiret olduğuna, öbür dünyanın olduğuna inanmasaydık çoğumuz böyle yaşamazdık heralde. dertlerle boğuşmazdık ya da. yani hayatın anlamı ,başka bir hayat.
      0ben kesin dertlerle boğuşmazdım. nerde itlik hergelelik varsa orda ben olurdum. - dikizaynasi 01.10.2017 02:06:39 |#3542975
    40. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      bu hayatta unutulan degil iz bırakan ol - birisi-
      0içinde çok ağır felsefeler bulunduran bir cümle. yaman filozofmuşsun delikanlı - helgendeejderhagordum 23.11.2017 16:35:27 |#3667042
      0eyvallah ümstadt - frenky 23.11.2017 16:36:25 |#3667111
      0cs? - frenky 23.11.2017 16:36:41 |#3667241
      butun yorumlari goster (12)
    41. 3
      +
      -entiri.verilen_downvote
      benim için yoktur bu. ya da kaybolmuştur. uzun zamandır da bulamıyoruz. her yere bakmıştık oysaki.
    42. 3
      +
      -entiri.verilen_downvote
      hayatın anlamı inançtır, iyiliktir, hoşgörüdür. bir kısmı da cesarettedir. en çok da lahmacundur be kadın. (bkz: lahmaç)
      1hajshafakhs - louis froziel 19.09.2019 01:45:53 |#3765956
    43. 6
      +
      -entiri.verilen_downvote
      19/09/2019 hayatın anlamının; hayatın anlamını aramak olduğu kanaatine vardım. hayatın belirlenmiş bir anlamı olduğunu, onun ne olduğunu bulduğumuzu düşünsek bile bu anlam her zaman ikincildir. birincil anlam, her sabah hayatın anlamını aramakla meşgul olmak için yataktan kalkmaktır. i̇nsanın ilk görevi aramaktır. bulduğu her şey doğal olarak ikincildir. öyleyse anlamın kendisi anlamı aramaktır. tarih 19 eylül 2019 takdir edersiniz ki bu gövdeyle çok yol yürüdük. güzel bir mekan ve zamanda durmak hoş bir hulya idi bir zamanlar. bunca yürünmüş yol, yola olan inancımı perçinledi. yeni yeni hayallere dalmanın tam yeridir!
    44. 3
      +
      -entiri.verilen_downvote
      benim için sevdiğimdir
    45. 7
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Hepimiz üroloji polikliniğinin kapısında bekleyen hastalar gibiyiz. Hayat da bu bekleme sürecidir. Sıra numarası yok. Kimin önce içeri gireceği belli değil. Kapıda bekleyen herkes sanki oraya gelmemiş gibi davranıyor. Başka şeylerle ilgileniyorlar. Ama yaşamak, ölmeyi de beraberinde getiren bir sorundur.
    46. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Bugün bir arkadaşım beni arayıp, fazla vaktini almadan yalnızca bir soru soracağım, dedi. Hayatımın anlamının ne olduğunu, ne için yaşadığımı sordu. Bir cevabım vardı ama bu cevaptan fazlası olması gerektiğini hissettiğim zamanlar oluyor. Hayatı seviyorum ama her zaman sevebilecek miyim yoksa sevilmesi kolay bir hayatım mı var, bilmiyorum. Ya da öyle olması benim cevabımı daha az samimi kılar mı?
    47. 4
      +
      -entiri.verilen_downvote
      çokta bir anlamı yok bence. Nereye varacağını bilmeyen bir sandal gibi sürükleniyoruz sadece bazen güzel şeyler çıkıyor bazen kötü. Zaten amacın olsa da ne fark edecek ki ? Rüzgarın seni ters bir istikamete süreklemeyeceği ne malum.
    48. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      boş la boş. valla bak...
    49. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
    50. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Hayatın anlamı hayata anlam katmaktır aslında. Mesela bir sanatçı için en güzel eserleri ortaya çıkarmak, bir öğretmen için en iyi şekilde öğrencileri yetiştirmek, bir doktor için en iyi şekilde hastalara yardımcı olup onun iyileşmesini sağlamak, bir asker için en iyi şekilde insanları korumak. Bu böyle sürer gider. Hayat biz anlamlandırdığımız kadardır.
    /